PERSOPOLİS / TAKHT-E JAMSHİD / TAHT-I CEMŞİD

           Persepolis,İranlıların isimlendirmesiyle ; Takht-e Jamshid / Taht-ı Cemşid
         Şiraz’a 70 km uzaklıktaki bu şehir Pers İmparatorluğunun başkenti ve MÖ 6. yüzyılın sonlarında kurulmuş.Pers kralı 1.Darius şehri kurmuş ve ardından gelen krallar şehri büyütmüş.
         1979 yılında UNESCO Dünya mirası listesine alınmış.Ne yazık ki “İran devrimi” sırasında birçok heykel balyozlar ile parçalanarak yok edilmiş.Bunlar nasıl olur hangi mantık yapar pek anlayamadığım konular ama mekanı gördüğünüz zaman sanki yıllar öncesine gidiyorsunuz.
          Şehir,Yunan kaynaklarında cennetten bir parça olarak isimlendiriliyormuş.İran’ın en büyük kültürel mirası olarak biliniyor.
          

                     Kentin en az zarar görmüş bölümü basamaklarmış



          Şimdi de şehir bilgisine geçeyim : 

          Saray

          Persepolis’te kral sarayları taşıma toprakla yapılan, tepesi 473 metre uzunlukta, 86 metre genişlikte ve 13 metre yüksekliği olan yapay bir tepe üzerinde bulunmaktaydı.Sarayların bulunduğu bu taraçaya iki geniş merdivenle çıkılıyordu. Merdivenlerin yan duvarları kabartma heykellerle doludur.Gerek Kyros’un Pasargadai’daki anıtsal mezarında,gerekse Persepolis’teki büyük saray kompleksinde Yunan mimarlar ve ustalar çalışmışlardı.
          Kserkses’in taht salonunda,her biri 20 metre yükseklikte olan ve üzerinde 2 metre yükseklikte başlıkları olan 100 sütun bulunuyordu.Başlıklar boğa ve insan şeklindeydi. Sarayın iki büyük sütunla tutturulan kapısının yüksekliği 11 metredir. Kapıdaki sütunların önünde, yüzleri insan şeklinde olan iki boğa heykeli vardır.      

          Tören salonu

          Dara’nın Mısır’daki ocaklardan getirilen blok taşlarla yapılmış “Apadama” denilen tören salonu 10.000 kişi alıyordu.Bu kadar büyük bir kapalı salon başka hiçbir sarayda görülmemiştir.Hazine sarayının geniş avlusuna açılan 4 büyük ahşap kapısı vardı ve bunlar renkli ve süslü alçılarla kaplıydı.Persepolis’te büyük sütun kaideler üzerinde, Perslerin inançlarını yansıtan heykeller vardır.Bunlar iyilik sembolü olan yarı insan bir savaşçı ile kötülük sembolü olan bir canavarın mücadelesini ve iyilik sembolünün zaferini gösterir.

                                             Tüm Milletler Kapısı 

         Kapı 1.Xerkes zamanında yapılmış.Kapının en üstünde Eski Farsça,Babilce ve Elami dillerinde şöyle yazmakta : “Kral Xerkes diyor ki : Ahura Mazda’nın lütfuyla bu Milletler Kapısı’nı ben yaptım.Parsa ülkesinde benim yaptığım ve babamın yaptığından daha güzelini kimse yapamadı”


         İmparator 1.Shapur önünde diz çökmüş olan Romalı imparator Valerian’ı teslim alıyor.

         Çeşitli duvar figürleriyle devam edelim..
         

                   Aslan yeni yılı simgeliyor.Ona av olan at ise geçen yılı

Zerdüştlüğün Tanrısı Ahura Mazda


         Son olarak : İmparator sefere gider ve duvarın temizlenip resmedilecek şekilde hazırlanmasını emreder.Duvar temizlenir ve galibiyetten emin olan imparator mağlup olur.Duvarda böyle boş bırakılır.Aslında mağlubiyetin resmi diyebiliriz..

Share

Comments

  1. Eline sağlık, artık ben de seneye buralara giderim herhalde.. 😉

  2. Kenan YILDIRIM : Ekim 16, 2013 at 8:16 pm

    Seneye bende senin rotalara giderim sanırım 🙂

  3. Kenan YILDIRIM : Ekim 20, 2013 at 5:03 pm

    Yorumunuz için ben teşekkür ederim.Sadece bu konuda değil daha değişik konularda da beni şaşırttı.Ne yazık ki Persopolis daha güzelmiş ama islam devrimi sırasında balyozlarla birçok esere hasar vermişler.

  4. Persepolis'in bu denli güzel bir şekilde korunup, sergilenmesine hayran kaldım doğrusu. Arkeolojik anlamda bu kadar gelişmiş olabileceklerine ne yalan söyleyeyim hiç ihtimal vermezdim ama gördüğüm kadarıyla epey bir yanılmışım. Paylaşımınız için teşekkürler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir