İstanbul Kiliseleri

İstanbul Kiliseleri..
Bir büyüğüm güzel bir söz söyledi gezi notlarımı paylaşırken.Aynen şöyle : “Senin kemik diye attığını elalem ilik diye kapıyor” Geçenlerde de televizyonda konuşan biri (adını hatırlamıyorum) ; “Bu topraklarda bilmem kaç tane medeniyet yaşadı ama bir çoğunun sadece eserleri kaldı” diyor.Peki biz yanı başımızda yaşananlardan ne denli haberdarız.Böyle düşünerek İstanbul’un Karaköy ve Taksim taraflarında bulunan kiliseleri listeledim.Hepsi değil elbette sadece öne çıkanları.Sayıyı duyup,kiliseleri görünce çok şaşırdım.Unutmadan söyleyeyim ; Bu yapılar dün inşa edilmemiş yıllardır varlıklarını sürdürüyorlar.
Gelelim Karaköy’den başlayıp İstiklal Caddesi’ne kadar uzanan rotamıza.Öncesinde bir bilgilendirme yapmalıyım.Pazar ayini sabah 09:00 dan başlayıp 12:00 ye kadar sürüyormuş.Bu yüzden çoğu kiliseler gittiğim saatlerde kapalıydı.
1 – Aya Andrea Kilisesi :
9.yüzyılda Rus hacıların konaklaması için yapılmış.Dışardan baktığınızda kilise olduğunu anlamanız güç.Bende sorarak buldum.Hoca Tahsin ve Kemankeş Caddeleri arasında kalıyor.Ne yazık ki,erken saatte gitmeme rağmen kapalıydı.Papaz çok yaşlı ve hasta olduğu için her zaman açık tutamıyormuş.Sabah kahvaltıları verilip sohbetler ediliyormuş normalde.
Aya Andrea Kilisesi Giriş Kapısı
2 – Aya Panteleymon Kilisesi :
Aya Andrea Kilisesi’nin hemen arkasında bulunuyor.Rus hacılar için yapılmış.
Yanlış okumuyorsunuz.6.katta bulunuyor.
İçeriye girdiğimde ziyaret amaçlı geldiğimi söyledim.Ayin yeni bitmişti ve temizlik yapılıyordu.Güleryüzle karşılayıp gezebileceğimi söylediler.Sohbet ettiğim bayan;Rusya’dan bu kilisede görev almak için geldiğini ve 10 yıldır Türkiye’de yaşadığını söyledi.Her pazar ayin düzenleniyormuş.
Fotoğraf çekmek yasak dediler.Bende biraz konuşunca niyetimin kötü olmadığını düşünüp izin verdiler.Kötü tanıtılıyormuş ya da farklı amaçlara alet ediliyormuş anlatılana göre fotoğraflar.Umarım burada koyduğum fotoğraflar böyle bir amaç için kullanılmaz.
Birkaç genç içeriyi öyle temizliyordu ki anlatamam.Bir çoğumuzun evi bu denli temizlenmiyordur.
Bu kilisenin diğerlerine nazaran neden farklı figürler ile donatıldığını sorunca ; Rus mimarisiyle bağlantılı olduğunu söylediler.Daha canlı figürler kullanılırmış.
1475 yılında Kırım’da bulunan Rumlar tarafından inşa ediliyor.Geçen zaman içerisinde birçok kez tadilat yapılıyor ve el değiştiriyor(fazlasıyla ansiklopedik bilgiler mevcut).Günümüzde cemaati bulunmayan patrikhane,hiçbir kilise ve patriklik tarafından tanınmıyor. 4 – Sen Piyer Kilisesi :
Yapı 1841 – 1843 tarihlerinde rahipler tarafından inşa ediliyor.Ana yapı 1660 yılındaki yangından büyük zarar görünce,yemekhane kısmı kiliseye çevriliyor.
Yazıyı okumama rağmen zili çaldım fakat açan olmayınca kapıdan dönmek zorunda kaldım.
5 – Anglikan Kilisesi (Kırım Kilisesi) :
Galip Dede Caddesi’nde bulunan yapıya;Tarık Zafer Tuna Kültür Merkezi’nin önünden aşağıya doğru ilerleyince ulaşıyorsunuz.
Sri Lanka’da bulunan bir cemaat tarafından kurulmuş.Kilisede kullanılan tüm taşlar Malta’dan getirtilmiş ve neogotik tarzda inşa edilmiş.Uzaktan da olsa görme imkanım oldu ama içine girmek istediğim bir mekandı.
Basamaklara çıkıp,korkuluklara tırmanarak bu fotoğrafları çekebildim.Sanırım siz de benim gibi düşünüp içini çok merak ediyorsunuz.
İstiklal Caddesi’nde ve rahatlıkla bulabileceğiniz bir kilise.Belki de önünden çokca geçtiniz fakat ismini dahi bilmiyor olabilirsiniz.
1584 yılında inşa edilen kilise birçok kez yangınlardan zarar görüyor hatta kullanılamaz hale geliyor.
Şimdiki yapı 1904 yılında İtalyan mimar Guglielmo Semprini tarafından yapılıyor.
7 – Saint Antioine (Antuan) Katolik Kilisesi :
İstanbul’a gelen herkesin uğradığı bir nevi turistik yerdir.Bol bol fotoğraflar çekilir fakat tarihi hakkında benim de bu zamana kadar bilgim yoktu.
1906 – 1912 yıllarında inşa ediliyor.Beyoğlu’nun ilk betonerme yapıları arasındaymış.Kilise yangın,siyasi neden v.b. gibi nedenlerden ötürü dört yer değiştirmek zorunda kalıyor.İstanbul’da en çok cemaati olan kilise olarak biliniyor.
8 – Üç Horan Ermeni Kilisesi :
Beyoğlu Balık Pazarı’ndan girince sağ tarafta kalıyor.
Öncesinde okul olan bu arazide 1807 yılında kilise inşa ediliyor.Bu tarihten önce de yer Ermeniler tarafından kullanılıyormuş.Yangın geçiren ahşap kilise kullanılamaz hale geliyor ve şimdiki yapı inşa edilerek 18 Haziran 1838 ibadete açılıyor.Patrik mezarları da kilisenin içinde yer alıyor.
Yanımda bulunan arkadaşım Ermeni olunca içeride düğün olduğunu hemen anladı.Bu çiçekler düğün olduğunu gösteriyormuş.Konuyla ilgili de bana bilgiler verdi.
Önceden farklı bir dine mensup kişiyle kilisede evlenmeye patrikhane izin veriyormuş fakat şimdi bu değişmiş ve kesinlikle izin verilmiyormuş.Birkaç yıl önce;yarım damat ya da yarım gelin gibi adlandırılacak şekilde kilise nikahları gerçekleşirmiş.
9 – Surp Asvadzadzin Ermeni Kilisesi :
Katolik Ermenilerin merkezi olan ibadethane 1864 yılında kuruluyor.Dışarıdan sadece birkaç fotoğrafla görüntüleyebiliyorum ne yazık ki.
10 – Aya Triada Kilisesi :
Kilisenin bulunduğu yer öncesinde bir kısım mezarlık bir kısım hastane olarak açılıyor.Hastane kısmı;günümüzde Fransız Kültür Merkezi olarak hizmet veren bina.
Birçok inşai işlemden geçen yapı 1880 yılında ibadete açılıyor.
Uğramadığım daha doğrusu fotoğrafını bile çekemediğim için yazıda paylaşmadığım kiliseler var fakat bu sayı bile düşündüğümden çok.
Kaldı ki sadece Karaköy ve Taksim bölgesi..Balat,Hasköy,Kurtuluş gibi yerleri rotaya dahil bile etmedim.
Son olarak bir çiftin dileğinde yanan mum (ön tarafta yapışık olan)
Recommended Posts
Bozcaada’da Nerede Ne Yenir?
Temmuz 12, 2020
İstanbul’a Yakın 5 Doğa Gezisi Alternatifi
Haziran 11, 2020
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Derleme için çok teşekkürler. Gezi planı için kullanacağım 🙂
Rica ederim.İşinizi gördüyse ne mutlu.