Selanik Gezi Rehberi

Selanik Gezi Rehberi
Merhaba Komşu diyerek girdiğim sınır kapısından devam ederek Selanik’e doğru yol almaya başladım. Not defterimi çıkarıp, sınır kapısındaki olayla ilgili kısa yazılar yazıyordum Selanik Gezi Rehberi yazısına hazırlanırcasına. Evet sınırda biraz sıkıntı çektim ama onu sonrasında anlatırım sizlere şimdi Selanik’ten bahsetmek istiyorum. Doğrusu Selanik’e gideyim diye bir plan yapmamıştım ama vizem bitiyor diye dedim ki hadi gideyim ve bir Yunanistan havası alayım.
Siz siz olun bu şehri öyle herkese sormayın çünkü genelde verilen cevaplar pek olumlu olmuyor. Benim fikrimi sorarsanız; gayet güzel ve keyifli şehirlerden biri Selanik. Tabi Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu şehir olduğunu da düşünürsek. Gidip görmeli.
Selanik’e Nasıl Gidilir?
Genelde özel araç ya da otobüs ile ulaşım tercih ediliyor Selanik’e. Haliyle hem yakın hem de karadan gitmek daha avantajlı. Tabi bir de uçak alternatifi var ki; tıpkı İstanbul’dan Balıkesir’e uçuyor gibi düşünün. Oturuyorsunuz ve inişe geçmeniz pek zaman almıyor. Sizi bilemem ama karadan bir ülkeye giriş yapmak özellikle de Yunanistan’a ayrı zevk bence. Mesela köprüden geçerken kırmızı beyaz olan korkuluklar, bir anda mavi beyaza bürünüyor ve o an farklı bir his gerçekten. Benim için öyle en azından.
Her iki yolla da gittiğim için anlatmaya başlayayım ufaktan.
Otobüs İle Ulaşım
İlk denediğim yol buydu. İstanbul Otogar’dan binip çeşitli yerlere uğraya uğraya ulaşmıştım sabahın ilk saatlerinde. Sınırdaki olaya gelince; baya bekletip tüm otobüste bulunan valizleri aradılar. Söylemesi kolay tabi ama böyle döke saça her şeye baktıkları zaman ve süre kaybını da göz önüne alırsanız pek hoş olmuyor. Tabi vizemin 18 gün sonra biteceğini de yanlarına kadar çağırıp söylemelerini saymıyorum bile.
Neyse otobüs ile ulaşım alternatifler arasında ama zamanım yok derseniz tabi ki uçak hızlı ve ucuz bilet bulma ihtimaliniz hayli yüksek.
Selanik’e Özel Araç İle Ulaşım
Tabi bunun bazı zahmetleri var ama güzel yönleri de yok değil. Mesela etrafı gezmek için hayli güzel bir yol aracınızla Yunanistan’a gitmek. Şimdi yakıt hesabı, otobüs parası kıyaslaması yapıyorsunuz ama bu işin evrak boyutu var ki bilmeniz gereken bir iki nokta var. Onu birazdan açıklayacağım ama şimdi biraz yoldan bahsedeyim; Edirne’ye araçla gidenler bilirler yol hayli güzel ve bu yol İpsala Sınır Kapısı’ndan sonra da devam ediyor.
Tabi Yunanistan’a giderken çevrimdışı çalışan harita edinmenizde fayda var. Tabelalar yol gösterecek size ama ben olsam yanımda bulundururum. Rotanın güzel olduğunu düşünürseniz mesela memleketten çıkmadan önce satır et yersiniz kim bilir.
Selanik yolunuz üzerinde bulunan; Dedeağaç ve Kavala da görülesi yerlerden.
Özel Araç İle Yunanistan’a Giderken Gerekli Olan Belgeler
Demin bahsettiğim konuyu biraz açalım çünkü biraz karmaşık gelebilir son değişikliklerle birlikte. Normal şartlarda iki evrak almanız gerekiyordu yurtdışına çıkarken; birincisi uluslararası sürücü ehliyeti, diğeri de uluslararası sigorta. Çipli ehliyet sonrası buna gerek kalmadı. Öncesinde uluslararası ehliyet için 500 TL gibi bir bedel ödüyordunuz ve her yıl yenileme gerekiyordu.
Çipli Ehliyet Uluslararası Ehliyet Yerine Geçer Mi?
Normalde Turing kurumu tarafından almanız gereken ehliyetlere artık gerek kalmadı. Yeni nesil çipli ehliyet ile birlikte geçiş yapabiliyorsunuz. Araç kiralamada da aynı sorun ortadan kalkmış oluyor haliyle. Aranızda bu sorunla karşılaşan var mı bilmiyorum ama ben bir kaç kere ehliyetimi gösterdiğimde baya incelemişlerdi. Hem çip yok hem de hangi sınıf olduğu sadece bir harf ile belirtilmiş. Halbuki tablo gibi görmeye alışmış elin polisi bizimkini görünce kısa süreli şaşkınlık yaşıyor.
Uluslararası Sigorta(Yeşilkart)
Öncelikle bu uluslararası sigortanın geçerli olduğu ülkelere ait linki şuraya bırakayım.
Bu yeşil kağıdı almak için; taşıt tuhsatı ve geçerli Türk Trafik Sigortası fotokopilerinin ibraz edilmesi yeterli. Tabi bunun da bir bedeli var ve 15 günden 1 yıla kadar olan sürelerde farklılık gösteriyor.
Örneğin; 15 Gün için; otomobil 52.50 Euro, motorsiklet 42 Euro.
Süre 1 yıla çıktığında; otomobil 262.50 Euro, motorsiklet 210 Euro.
Ödemeler; İstanbul, İpsala, Kapıkule, Hamzabeyli ve İzmir bürolarında kredi kartı ile ödenebiliyor.
Selanik’e Gitmek İçin Hangi Mevsim Uygun?
Selanik Gezi Rehberi yazısının başında bu olması gerekiyor ama bende durumlar biraz değişik. Ulaşımdan sonra yazdığıma göre az çok anlamışsınızdır bu konuya pek dikkat etmediğimi. Elbette mevsimin etkisi v.s var ama ben burada biraz kumar oynamayı seviyorum. Tıpkı İstanbul gibi düşünün; mesela Ekim ayında baharı yaşadık hep birlikte ve sıcak havalarda gezmek pek bana göre değil. Bahar ayları ve yaz mevsimi ideal zamanlardan diyerek konuya açıklık getireyim ancak bahar ayında gidip sele yakalandığımı biliyorum Selanik’te onu da Selanik Gezi Rehberi yazısına not düşmüş olayım.
Biraz şans ve biraz da sizin zevk almanızla ilgili bence çünkü Selanik’te öyle güzel mekanlar var ki hep oturup etrafı izleyebilirdim mesela.
Not: Selanik’e kasım ayında da gitmiş biri olarak herhangi bir sakinlik görmedim. Mesela Alaçatı’ya kışın giderseniz bir çok mekan kapı duvardır ya burada öyle bir durum yok. Sıkı giyinip gidebilirsiniz.
Selanik’te Nerede Konaklamalı?
Ben genelde Egnatia Str. üzerinde bulunan otellerde ve evlerde kaldım. Aslına bakarsanız şehir öyle geniş ve büyük olmadığı için; herhangi bir yerde bütçenize uygun bir otel seçebilirsiniz. Tabi airbnb gibi alternatifleri kullanıp evlerini kiralayan insanların da yanında kalma imkanını gözardı etmeyin derim çünkü burada insanlar gerçekten sıcakkanlı.
Gelelim benim kaldığım otele; dediğim gibi Egnatia Str. üzerinde bulunan Atlantis Hotel’de konakladım. Yorumlara da bakınca göreceksiniz personel çok yardımseverdi. Türkiye hakkında da oldukça bilgili ve Türk olduğumu öğrenince hemen haritadan Atatürk’ün Evi’ni işaretledi. Odalar ufak ama avluya açılan kapılar ve nostaljik görüntüsü benim hoşuma gitmişti.
Selanik Gezi Rehberi: Selanik’te Gezilecek Yerler
Her zamanki gibi adım adım Selanik Gezi Rehberi kısmına geçelim. Yazının başında da bahsettiğim gibi; şehri yürüyerek gezebilirsiniz. toplu taşıma kullanmak da güzel olabilir çünkü yerel halkla kaynaşıp sohbet muhabbet edebilirsiniz. Mesela Selanik’te gezilecek yerler listesi çıkarırken ilk sıraya Atatürk’ün Evi’ni koymuştum. Gelin onu da aşağıda anlatayım.
Atatürk’ün Doğduğu Ev
İlk durağım; Atatürk’ün Doğduğu Ev oldu bu şehirde. Sabahın köründe hem sokakta yürüyor hem de etrafa bakınırken çöp toplayan kadınlara denk geldim. direkt Türkçe konuşup; “Türk müsün” dedi. Sonrasında da ekledi; “Bu yoldan gidenleri görünce anlıyorum çünkü Atatürk’ün evi var orada.” İnsanlar gerçekten sıcakkanlı, yardımsever ve güleryüzlü. Bu yüzden topluma karışmakta fayda var diyenlerdenim her zaman.
Gelelim asıl konuya; Atatürk’ün Evi ve Türkiye Cumhuriyeti Konsolosluğu aynı yapı içinde bulunuyor. Saat 09:00’da ziyarete açıldığından ben erken gitmiştim. O saatte ne işim varsa artık. Bazen seyahatlerde heyecanlı oluyorum ve böyle erkenden gezme hissi geliyor bana.
Kapıda biraz bekledikten sonra görevliler gayet ilgili bir şekilde Atatürk’ün doğduğu evi ve konsolosluğun bir bölümünü gezdirip, bilgiler verdiler. Öyle ilgili davrandılar ki bir dahaki gidişimde lokum götüreceğim demiştim içimden.
Evi, ücretsiz olarak gezebiliyorsunuz. Adresi de; Aya Dimitriya Mahallesi, Apostolu Pavlu Caddesi 75 numara.
Beyaz Kule
Beyaz Kule ya da White Tower. Şehrin sembolü ve herkesin fotoğraf çektirdiği bir yapı bu kule. Aslına bakarsanız kule beyaz da değil hani ama Osmanlı zamanında inşa edilen bu kule; sonrasında Yunanlılar tarafından boyanıyor. Tabi boya zamanla akınca eski haline geri dönüyor ama ismi Beyaz Kule olarak kalıyor.
Turistlerin, Selanik’te en çok ziyaret ettikleri yapı olma özelliğine sahip.
Aya Dimitrios Kilisesi
Benzer yapıları çok göreceksiniz ama ilk uğradığım kilise Aya Dimitrios oldu. Yapı 1988 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiş. Bizans zamanında kilise olarak hizmet verirken; Osmanlı zamanında Kasımıye Camisi olarak ibadete açılmış. Merakınız varsa kilisenin bodrum katına da inebilirsiniz. Burası müze olarak düzenlenmiş ve çeşitli evraklar, kitabeler bulunuyor.
Ne yazık ki yapı 1917 yılında tamamen yanmış ve 1949 yılında yenisi yapılarak ibadete açılmış.
Selanik Arkeoloji Müzesi
1962 yılında kurulan müze, Selanik ve çevresinden elde edilen tarihi eserleri bünyesinde barındırıyor. Müzede bulunan önemli eserlerden bazıları; Derveni krateri ve Arpokratisin heykeli. Arkeoloji ilginiz yoksa bile Yunanistan’a gelip bu müzelerden birine girmedim demeyin.
Müzeye giriş ücretli ve bizdeki gibi kart sistemi de burada yoktu. Gözüm müze kartı aradı hani çünkü giriş ücreti 8 Euro.
Egnatia, Tsimiki, Ermou, Mitropoleos Caddeleri
Bu saydığım isimlerin hepsi birer caddeye ait ve şehrin merkezini oluşturuyor. Bu caddeler boyunca yürüyüp, alışveriş yapabilir ya da güzel kafelerin birinde oturup dinlenebilirsiniz. Tabi yolunuza çıkan kiliselere ve tarihi yapılara da göz atarak. Hatta Egnatia Caddesi’nin sonu Aristotelous Meydanı’na uzanıyor.
Aristotelous Meydanı
Şehrin Meydanı burası ve gezilip görülesi, fotoğraf çekilesi yerlerden. Beyaz binalar ve palmiyelerin görüntüsü eminim çok hoşunuza gidecek.
Camilerden Kiliselere
Şehirde çok sayıda kilise var ve bir kısmı zamanında cami olarak hizmet veriyormuş. Bazı kiliseler gerçekten çok eski ve mimari açıdan hoşunuza gidecek güzellikte. Kimisi de ülkemizden bir parça gibi. Mesela Agia Sofia Kilisesi de böyle. Adından da anlaşılacağı gibi Ayasofya örnek alınarak inşa edilmiş. Sonra Panagia Chalkeon Kilisesi de görülmesi gereken yapılardan ve 1208 yılından beri ayakta duruyor. Bu ve bunun gibi nice yapılar var. Zamanında kiliseymiş sonrasında cami olmuş ve sonrasında tekrar kilise.
Rotonda
Demin bahsettiğim her olaya şahit olan bir yapı Rotonda. Roma İmparatorluğu döneminde 306 yılında yapılmış. Zaman içerisinde cami olmuş, kilise olmuş hatta yanına minare dikilmiş ama ayakta durmayı her halükarda başarmış. Günümüzde kilise olarak kullanılmıyor. Ayinler, toplantılar ve çeşitli buluşmalara ev sahipliği yapıyormuş.
Bezesten
Rotayı biraz daha eğlenceli yerlere çevireyim dedim ve bu sefer durağım Bezesten. Selanik’te kalan en eski Osmanlı yapısı olarak gösteriliyor. Anlamı; kumaşların ve bezlerin pazarı. Osmanlı zamanında burada pahalı ve kaliteli kumaşlar satılıyormuş. Yapı 15. yüzyılda inşa edilmiş. Hala ayakta duruyor ve eskisi kadar olmasa da hareketliliğini koruyor.
Selanik Pazarları ve Ladadika Bölgesi
Selanik Gezi Rehberi yazısının benim için göz bebeği burası. En çok vakit geçirip, kendimi Yunanistan’da hissettiğim yerlerin zirvesinde burası. Ladadika bölgesi; kafelerin, barların ve meyhanelerin olduğu bir alan aslında. Her sokağa girin, her sokaktaki eğlenceye katılın. bir de kurulan pazara denk gelirseniz bol bol adımlayın.
Ben burada salaş bir mekana oturup şarap söyledim daha doğrusu retsina ya da reçina artık ne derseniz. Bu içki Yunanistan’da sofraların vazgeçilmezi.
Nedir Retsina derseniz; üzüm suyu ve çam reçinesi karışımı ile yapılan Yunan sofra şarabı. Masaya sürahi ve bir de maşrapa benzeri bardakla getiriliyor. Sunumu da oldukça hoş yani.
Ben mekanda retsina içerken, yanıma yaklaşan amcalar sorular sormaya başladı. Tabi Türk olduğumu öğrenince başladılar Komşi Komşi ve inanın gece boyu orada oturdum. Yan masadan ikram mı dersiniz ya da dansa kaldıran mı.. Gerçekten güzel ve samimi bir yer bu şehir. Ben çok sevdim.
Fiyatlara gelince hiç öyle pahalı yerler değil. Hatta mekanların müdavimleri var ki her akşam oradalar. Zaten onları yakalarsanız tam eğlencenin içine düşersiniz.
Ano Poli
Selanik Gezi Rehberi yazısının son durağı Ano Poli yani yukarı şehir. Buraya yürüyerek çıkmak öyle kolay değil. Araçla geldiyseniz tabi daha kolay ama otobüs kullanarak da ulaşabiliyorsunuz. Adından da anlayacağınız gibi şehri tepeden görüyor ve Osmanlı dönemine ait yapıları da bulmak mümkün.
Recommended Posts
Kaybolan Pasaporttaki Schengen Vizesi
Mart 10, 2020